Öğle yemeğinden sonra bir fincan kahve içmek birçok kişinin vazgeçilmez alışkanlığıdır. Kahve, geçici de olsa enerji ve canlılık artışı sağlar. Kahve, sinir sistemi için bir uyarıcı görevi gören ve kendinizi zinde hissetmenize yardımcı olan biyoaktif bir madde olan kafein açısından zengindir.
Ancak, kahvenin yemekten sonra içilmesinin tavsiye edilmediği bazı durumlar vardır. Genel olarak kansızlık ve demir eksikliği sorunu olanlar yemeklerden hemen sonra kahve içmemelidir. Kahvede bulunan polifenoller demir emilimini engeller.
Aynı durum, örneğin menopozda veya osteoporoz sorunları durumunda, diyet yoluyla kalsiyum takviyesi alanlar için de geçerlidir. Kafein, iskelet sağlığı için çok değerli olan kalsiyum mineralinin atılmasını tetikler.
Bun durumlar dışında genel olarak yemek sonunda içilen kahve kötü değildir, hatta sağlığa da bazı olumlu etkileri vardır.
Karaciğeri etkiliyor
Ölçülü alındığında kahve, vücudun genel sağlığında kilit rol oynayan bir organ olan karaciğerin çalışmasına yardımcı olabiliyor. Kahvede bulunan polifenoller, safra üretimini uyararak yağ birikiminin azaltılmasını destekler. Tabii ki bu, şeker veya tatlandırıcı içermeyen kahve içildiğinde meydana gelir.
Şeker eklenmiş kahvelerde yararlı etkiler azalır çünkü bu durumlarda içecek yemeğin glisemik yükünü arttırır ve zamanla yağ birikimine ve fazla kiloya neden olan kan şekeri dalgalanmalarına yol açar.
Metabolizmayı hızlandırıyor
Öğle yemeğinin sonunda tüketilen kahve, mükemmel bir sindirim yardımcısıdır. Kahve, hidroklorik asit üretimini artıran, sindirimi kolaylaştıran safra ve kafein salgılanmasını uyaran antioksidanlar içerir. Öğle yemeğinden sonra içilen kahve, reflü sorunu yaşayanlar için önerilmez, çünkü daha fazla mide suyu üretiminin uyarılması nedeniyle sorunu şiddetlendirme riski vardır.
Öğle yemeğinden sonra bir fincan kahve içmek metabolizmanın doğru çalışmasına da yardımcı olur. Çok sayıda metabolik reaksiyonda yer alan B2, B3 ve B5 vitaminleri de dahil olmak üzere B vitaminlerinin varlığı sayesinde, enerji üretimini destekler.
Kalp sağlığına iyi geliyor
Yemeğin sonunda içilen bir fincan kahve, enerji vermesinin yanı sıra, bağırsakların, özellikle de mide-bağırsak yolunda bulunan bakteri ve mikroorganizmalar grubu olan bağırsak florasının sağlığı için faydalıdır. Sadece kafein değil, aynı zamanda kahvede bulunan bir polifenol olan klorojenik asit bu durumda etkilidir. Bu madde iltihap önleyici özelliklere sahip olmanın yanı sıra iştahı düzenleyen ve tokluk hissini sağlayan hormonların üretimini destekleyen bütirik asit dahil olmak üzere kısa zincirli yağ asitlerinin üretimini artırır.
Kahve ayrıca kabızlık sorunlarına karşı da mükemmel bir yardımcıdır. Kafein, bağırsak hareketliliğinin düzenliliğini destekler.
Kahve ayrıca kalp sağlığına da iyi gelir. Düzenli ve dengeli kahve tüketimi hipertansiyona karşı koruyucu olabilir. Ayrıca kalp ve damar hastalıkları riskini azaltabileceğini gösteren birçok farklı araştırma vardır.