T24 Haber Merkezi
Akit muharriri Ali Karahasanoğlu, İstanbul’da Semih Çelik’in İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’i katletmesini kaleme aldığı yazıda Medeni Kanunu maksat alarak; “19 yaşında gencecik bir kızın başı kesiliyor bedeni paramparça ediliyor… Nazan Moroğlu’nun kederi, ‘Türk bayanı erkekler üzere eşit yurttaşlar oldu’ Buyrun o vakit hesabı ödeyin… Türk bayanı evvelden erkekler üzere eşit yurttaşlar değildi de 1926’da Uygar Kanunun kabul edilmesi ile eşit yurttaşlar olduysalar. Buyrun iki genç kızımızın vahşice öldürülmesinin sorumluluğunu üstlenin” tabirlerini kullandı.
TIKLAYIN – Türkiye’yi sarsan cinayetler gazete manşetlerinde: Ayşenur ve İkbal katledildi, bayanlar ayağa kalktı!
TIKLAYIN – Bayanlar Taksim’den haykırdı: Huzursuz ettiğiniz her bayanın hesabını soracağız, geceyi bize dar edenlere gündüzleri zindan edeceğiz!
Akit müellifi Ali Karahasanoğlu, yarım saat ortayla Semih Çelik tarafından katledilen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’e ait bir yazı kaleme aldı. Karahasanoğlu, bayan cinayetleri üzerinden Medeni Kanunu maksat alarak şunları yazdı:
“Bu vahşetin yaşandığı gün.. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü avukat Nazan Moroğlu bir açıklama yapıyor.. Yok yok, iki genç kızımızın vahşice öldürülmesi ile ilgili bir açıklama değil.. Gençlerimizi tam da vahşete sürükleyen sistemin temel taşlarından birisi olan Uygar Kanunun yürürlüğe girmesinin yıl dönümü ile ilgili bir açıklama.. Diyor ki Moroğlu, “Devrim ömürüz Uygar Kanun, laik hukukun ve hukuk birliğinin simgesidir.” Diyor ki Moroğlu, “Türkiye’de çağdaş ve laik hukuk tertibinin kilometre taşlarından Uygar Kanun’un yürürlüğe girmesi üzerinden tam 98 yıl geçti. Uygar Kanun’un kabul edilmesiyle Türk bayanı erkekler üzere eşit yurttaş oldu.” Allah sizi ne yapsın, bilmiyorum..
“O vakit hesabı ödeyin”
19 yaşında gencecik bir kızın başı kesiliyor bedeni paramparça ediliyor.. Nazan Moroğlu’nun kaygısı, “Türk bayanı erkekler üzere eşit yurttaşlar oldu”.. Buyrun o vakit hesabı ödeyin.. Türk bayanı evvelce erkekler üzere eşit yurttaşlar değildi de 1926’da Uygar Kanunun kabul edilmesi ile eşit yurttaşlar olduysalar. Buyrun iki genç kızımızın vahşice öldürülmesinin sorumluluğunu üstlenin. Diyor ki çağdaş hukukçulardan Nazan Moroğlu, “Türk kadınını gereken saygınlığına kavuşturan Uygar Kanun birebir vakitte bir bayan ihtilalidir.” O vakit buyrun Türk bayanına Uygar Kanununa saygınlık mı kazandırılmış yoksa bir yandan kendileri paramparça edilmişler bir yandan da yakınları ayakta duramaz çaresizliğe mi düşmüşler. Boşver edebiyatı Nazan hanım..
“1926 öncesi toplumumuzda başı kesilen kız gösterin”
Bana bir tane 1926 öncesi toplumumuzda başı kesilen kolları kesilen vahşice katledilen kız gösterin. Ben size kabri açılan, Cem Garipoğlu’nun öldürdüğü Münevver Karabulut’un testere ile vücudunun kesilmesinden başlarım. Katilin ve onu kaçıran ailesinin; kendisini Kemalist olarak tanımlayan Ersan Şen üzere, laikçi kelamda hukukçular tarafından mahkemede savunduğunu hatırlatarak devam ederim. İki gün evvel; biri meskende, oburu de surun zirvesinde vahşice katledilen iki gencecik kızın örneği ile.. İsterseniz daha onlarca yüzlerce örnekle devam ederim. Tek eşlilik o denli mi? Ne kadar vicdansızsınız, ne kadar yalancısınız. Toplumu getirdiğiniz nokta… Hem de akıl hastası olan bir kişinin, evlenmeden, bir yıl şu kızla, sonraki yıl bir öteki kızla gezdiği… Sonra da ikisini birden öldürdüğü noktadır.
“Laikçi sistemde bayanın ismi yok”
Kalkmışlar, “Kadınlar hayat hakkı kazandılar” diyorlar. Ben de öldürülen genç kızlarımızın annelerinin, babalarının yaşlı gözlerinin içine bakıyorum. Onların gözlerinin içinde okuduğum şu: “Laikçi sistemde bayanın ismi yok.”
TIKLAYIN – İkbal ve Ayşenur’u vahşice katleden Semih Çelik, o gün mahalle esnafına “Üstüm nasıl olmuş, âlâ mi?” diye sormuş
Kadınlardan vahşice katledilen Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner için surlarda aksiyon: Seyretme, maddeyi uygula AKP!
Yarım saat ortayla iki bayanı katleden Semih Çelik 5 sefer ruhsal tedavi görmüş!
TIKLAYIN – İstanbul’daki ikili bayan cinayetinde yeni ayrıntılar: İşleyeceği cinayetin fotoğrafını evvelden çizmiş