Olay, geçen yıl 5 Şubat günü İncivez Mahallesi Yavuzkent Sitesinde meydana geldi. Teze nazaran 28 yaşındaki Ayşe Özgecan Usta, erkek arkadaşı Bartu C.A.’nın yanına geldi. Teze nazaran Özgecan Usta ile erkek arkadaşı ortasında evlenme konusunda tartışması çıktı. Tartışmanın devam etmesi üzerine genç kız, 8’inci kattaki dairenin terasından düşerek hayatını kaybetti.
Emniyetteki süreçlerinin akabinde Zonguldak Adliyesi’ne sevk edilen Bartu C.A. hakkında mesken mahpusu ve isimli denetimle yurt dışı çıkış yasağı kararı verildi.
YETERLİ DİKKATİ GÖSTERMEDİĞİ GEREKÇESİYLE 6 YILA KADAR MAHPUS TALEBİ
Savcılık intihar teşebbüsünde bulunma ihtimaline karşı kâfi dikkati göstermediği gerekçesiyle sanık Bartu C.A:’nın ‘taksirle mevte neden olma’ cürmünü işlediğini belirterek hakkında 2 yıldan 6 yıla kadar mahpusla yargılanmasını talep etti. İddianamede, sanığın olay tarihinde 21 aydır birlikte olduğu kız arkadaşı Usta’nın evlilik tartışmasının akabinde intihar teşebbüsünde bulunabileceğini öngörülebileceği, lakin tartışmayı sürdürdüğüne yer verildi.
İddianamede ‘Kendimi atacağım’ diyerek Usta’nın terasa çıktığı lakin sanığın çabucak akabinde terasa gitmediğine dikkat çekildi. Savcılık, sanık Bartu C.A. hakkında yaşanan olayın gerçekleşmeden evvel kâfi dikkati göstermediği gerekçesiyle ‘taksirle vefata neden olma’ kabahatini işlediğini belirterek 2 yıldan 6 yıla kadar mahpusla yargılanmasını talep etti.
Ev hapsine çarptırılan sanık Bartu C.A.’nın bir mühlet sonra tutuksuz yargılanmasına karar verildi.
“ÜNİVERSİTE OKUSUN, DAHA SAĞLAM TEMELLERE BASSIN İSTEDİM”
Zonguldak Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanık Bartu C.A. duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Olayda hayatını kaybeden Ayşe Özgecan Usta’nın anne, baba ve kardeşi ile taraf avukatları da duruşmada hazır bulundu. Mahkeme; Ayşe Özgecan Usta’nın 8. kattan ve 26 metre yükseklikten düşerek hayatını kaybettiği, uzunluğunun 1.65 olduğu yaklaşık olarak 60 kilogram tartısında olduğu, otopsi raporunda tırnaklarında sanık Bartu C.A.’nın DNA örnekleri bulunduğu, olaydan evvel kırıldığı sav edilen cep telefonun şifrelerinin kırılamadığı münasebetiyle da inceleme yapılamadığına yer verdi.
Ayşe Özgecan Usta ile iki yıllık birlikteliklerinin olduğunu anlatan sanık Bartu C.A., olay anını anlattı. Kız arkadaşı Özgecan’ın evlenmek istediğini hatırlatan sanık, kendisinin ise evliliğin uzun vadede olabileceğini söyledi. Yaşanan tartışma üzerine konuttan gitmek istediğini lakin sokağa çıkma yasağı olduğu gerekçesiyle gitmemesini söylediğini anlatan sanık şöyle dedi:
“Suçlamayı kabul etmiyorum. Özgecan 2 yıllık kız arkadaşımdı. Daima birbirimize gelir giderdik. Olay gününden iki gün evvel geldi. Annesiyle tartışmıştı. Annesine çok bedel veriyordu. O tartışmadan dolayı çok etkilenmişti. Bende yanına gelmesini söyledim. Bir arada tatile gideriz dedim. 2 Şubat günü yanıma geldi. Olay günü sabahtan ben meskenden çıktım. Akşam mangal yakarız dedim. Tekrardan saat 20.40 sıralarında konuta geldim. Balkonda sofra kurduk. Müzik söyledik. Bir şeyler içtik. Toparlanıp içeriye geçtik. Evlenmek istediğini söyledi. Evliliğin uzun vadede olacağını söyledim. Evlilik hususlarında agresifti. Benle tartışmaya başladı. Konuttan gideceğini söyledi. Sokağa çıkma yasağı vardı. Kendisinin gitmemesini söyledim. Kapıyı kilitledim. Daima sakinleştirmeye çalıştım. Ben koltukta otururken salonda hareket halindeydi. Sonlu olduğu için üzerine de düşmedim. Süratle balkona gitti. Ortadan 3 saniye kadar mühlet geçmiştir. Teras kapısı açıktı. Süratli bir halde ‘kendimi atacağım’ deyip çıktı. O denli bir hareket beklemiyordum. Yurt dışı, yurt içi tatil yaptık. ‘Kendimi atacağım’ diye hiçbir telaffuzda bulunmadı. Bir anda süratli halde dışarıya çıktı. Anında müdahale ettim. Kollarından tuttum. Aklıma yardım istemek geldi. Alt kat komşuma çağırdım. Yardım etmesini istedim. Elimden gelen uğraşı yaptım. İpler vardı. Alt kat komşu ipleri kesti. Merhum ‘beni üst çek’ dedi. Ellerimin ortasından kayıp gitti. Bu türlü bir olayın olabileceğini kestiremedim. Kendisini seviyordum. Daha sağlam temellere bassın istedim. Kendisi de ayaklarının üzerinde dursun istedim. Lise imtihanlarına hazırlanıyordu. Pırlanta reklamı çıktığında bana bir pırlanta bile almadın dedi. Küçük bir gerginlik yaşadık. Sonrasında barıştık. Ailemle kaynaşabilmesi için mesleği olsun istedim. Daha sağlam tabanlara otursun istedim birtakım şeyler. Bu daha sonra benim önüme gelmesin istedim. Eğitim, konum olarak düşündüm. Üniversite mezunu, mesleği olsun ki ailemle tanıştırdığım vakit ailemle daha sağlam yere otursun istedim. Tahsil, meslek üzere bu halde. Hakikaten çok güzel kalpli bir kızdı.”
“KIZIMIN KEDERİ; ANNE VE BABASIYLA TANIŞTIRMAMASI VE ONA BEDEL VERMEMESİYDİ”
Sanıktan şikayetçi olan anne Filiz Tandoğan ise kızının evlenmek istediğini söyleyerek kızının Bartu C.A.’yı 5 yıl bile bekleyebileceğini lakin sanığın kızına evlilik konusunda net bir şey söylemediğini anlattı. Kızının evlilikle ilgili hiçbir talebine karşılık alamadığını öne süren anne Filiz Tandoğan, “Bana ‘Anne ben Bartu ile barıştım. Ona da çok önemli olduğumu yaşımı aldığımı ve evlilik düşünüyorum’ dedi. Kızımın tahsilinden bahsediyor o vakit kızımı bıraksaydı. Neden iki yıla yakın birlikte oldu. En son Ağustos ayında evlilik konusunu tartıştılar küstüler. Tekrar beyefendi geldi, kızımı kandırdı. Kızımın yalnızca sıkıntısı anne ve babasıyla tanıştırmaması ve ona kıymet vermemesiydi” diye reaksiyon gösterdi.
“KAPIYI KİLİTLEYİNCE OLAYIN FİTİLİNİ ATEŞLEMİŞ”
Baba Kenan Usta ise yaşananların bu noktaya gelmesindeki sebebin kızının meskenden ayrılmak istemesine karşın sanığın kapıyı kilitlemesi olduğunu söyledi. Sanığın kapıyı kilitleyerek kızını alıkoyduğunu bunun da iddianamede yer alması gerektiğini söyleyen Baba Kenan Usta, şöyle dedi:
“Benim kızım liseden ayrıldı. Açık lise için ben kaydettim. 9 puanı kaldıydı. Üniversiteye gideceğini söyleyince ‘İstediğin kursa yollarım’ dedim. Oturduğu konutu ben almıştım. Her ay nizamlı olarak elektrik, doğalgaz ben ödüyordum. Kesim modül harçlık veriyordum. Üç taraftan da para alıyordu. Ağabeyi ve annesinden de takviye oluyordu. On on beş günde bir gittiğimde ağır materyallerinin marketten hepsini alırdım. Kızımın bütün arkadaşları şahitlik yapabilir. Biz evlatlarına düşkün bir aileyiz. Varlıklı değilim ancak geliri olan birisiyim. Sanık palavra söylüyor. Birlikte aldık dediği telefonu kızıma kredi çektirip almış, taksitlerini hala oğlum ödüyor. Seven insan delikanlı olur. Sanık yalancıdır, alıkoymanın da evraka eklenmesini istiyorum. Bu şahıs kızımı alıkoymuş. O hırsla kızım da tırabzanda dikilmiştir. Ateş fitillenince o hırsla kendini atacağını söylemiş. Tedbir de almadı. Daha oturuyormuş. Latife yaptı. Bırak latife yapıyorsa gitsin. Bu işin latifesi mı olur? Sokağa çıkma yasağı vardı. Tahminen ceza yiyecekti en azından ölmeyecekti. Yada madem kızım çok sinirliymiş neden bir otele bırakmamış, neden gitmesine müsaade vermemiş. Kızım tahminen meskenden çıkıp gidecekti, polise sığınacaktı. Polis halinden anlayacak, yardımcı olacaktı. Gitmesine müsaade vermeyince fitilin ateşlendiğini ve olayın bu noktalara geldiğini düşünüyorum. Kızımın üniversite tahsili yapmasını istiyor. Kızım kendisini 5 yıl bile bekleyebileceğini lakin kızıma evlilikle ilgili net hiç bir şey söylemiyor. Daima sağlam yer diyor. Şu an benim bastığım taban sağlam. Kızım 28 yaşındaydı, üniversiteyi de kayıt olsa bir 5 yıl daha bekleyecek miydi?”
Bunun üzerine sanık palavra söylemediğini söz ederek “Hayır telefonu ben kırmadım. Özgecan kırdı” diyerek suçlamaları kabul etmedi.
“BALKONDAN BİR İNSANIN AŞAĞIYA SARKTIĞINI GÖRDÜM”
Duruşma şahitlerin dinlenmesiyle devam etti. Şahitlerden S.G., “O akşam işyerinden gelmiştim. Uyudum, 23.00 üzere uyandım. 00.15 üzere yukarından ağlama sesleri geldi. Kendi kendime söylendim tekrar hengame ediyorlar dedim. Mutfaktan su içmeye gittim. Terastan sesler duymaya başladım. O gün çok rüzgarlıydı hava balkona meyveleri almaya çıktım. Balkondan sol köşeden bir insanın aşağıya gerçek sarktığını gördüm. Kedimiz düşmesin diye balkonu balık ağı ile kaplamıştık. Üste bakamadım. Görünce bağırdım ‘Siz yeterlice zıvanadan çıktınız’ dedim. Bartu bana ‘Abla eşini üst gönder, tutamıyorum’ dedi. Bende eşimin işte olduğunu söyledim. Ağları kesmemi söyledi. Ben ağları keserken Bartu’nun da Özgecan’ı tutmaya çalıştığı daima yardım istediğini duydum. Ellerinden kurtulma sesini duydum bu sırada kız aşağıya düştü. Bir mühlet ben aşağıya bakamadım. Kendime de gelemedim. Bartu bunun üzerine “Allah’ım nasıl dayanacağım buna’ diye bağırıyordu” dedi.
AYDA BİR İSİMLİ DENETİM HAFTADA İKİYE ÇIKARTILDI
Avukatı sanık Bartu C.A.’nın duruşmadan bağışık tutulmasını talep etti. Lakin bu talep reddedildi. Mahkeme keşif talebinin kabulüne karar vererek önümüzdeki günlerde keşif yapılacağını açıkladı. Sanığın ayda bir uygulanan isimli denetim kararlarının haftada bir uygulanmasına karar verildi. Mahkeme, sanığın olay günü geriye dönük alkol promil oranının belirlenmesine karar verdi. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.
“KEŞİF TALEBİMİZ KABUL EDİLDİ”
Olayda hayatını kaybeden kızı Ayşe Özgecan Usta’nın üzerine araç aldığını, satın aldığı konutu de kızına verdiğini anlatan baba Kenan Usta, şöyle dedi:
“Mahkemenin tavrından ötürü hafif bir tavrımız var. Hayli bir mesken mahpusunda kalmış. Sonra koşullu salıverilmiş. İsimli denetim halinde. Ayda bir defa isimli denetim vermişler. Şu andaki mahkememizin tavrı bizi biraz da olsa şad etti. Devamını diliyoruz. Alıkoyma talebimizi düşünelim dediler. Keşif istedik kabul ettiler. Evvelki savcı bunların hiçbirini kabul etmiyordu. Öbür ek iddianame talebimizi de düşüneceklerini söylediler. Bu bahiste fazla diyecek bir şeyimiz yok. Kişi o denli bir açıklama yaptı ki güya bizim kızımızı almış beslemiş, okutmuş, tanıştıktan sonra açık liseye gitmiş. Paralarını vermiş. Benim kızım kendisiyle tanışmadan çok evvel açık liseye kaydolmuştu. Son 9 puanı vardı. Sonra tamamlayıp üniversiteyi okuyacağını söylüyordu. Ben babasıyım kirada oturuyorum. Ben babasıyım kirada oturuyorum. Kızım satın aldığım meskende oturuyor. Konut sahibi kapısına gidip kirayı artıracağını söylemesin diye. Kızımı rahatsız etmesin diye çok düşünceli dönemimde kredi çekerek kızıma mesken aldım. Kızımın altındaki otomobil kendim kullandığım araçtan daha lükstü. Bunları sağladık biz çocuğumuza. Ama biz güya anne baba olarak kızımıza bakmamışız üzere söylüyor.”
“MADEM KENDİSİ BAKIYORDU DA KIZIM NEDEN KREDİ ÇEKMİŞ”
Kızının sanık Bartu C.A. ile birlikteyken 5 bin TL kredi çektiğini hatırlatan baba Kenan Usta, “5 bin lira kredi çekmiş. Telefon alınmış. Madem maddi olarak dayanaklarını sunuyordu da niçin ödemedi. Niçin ‘çekme ben veririm’ demedi. Bizim haberimiz olsa ben zati kendisine yeni telefon almıştım. Onu istemişti halbuki sonra beğenmemiş. Öteki bir telefon alabilmek için kredi çekmiş. Vatandaş madem o kadar niçin telefon almamış. Benim kızım istediğinde beğendiği telefonu anında gittim aldım. Kendisi güya kızıma iş kuruyor, her şeyi yapıyor bir telefonu mu alamıyor? Ben sevgilime iş kuracağım, okutacağım bir telefon ne olur ki? Bu kadar yalanlar üzerine kurulu sistem var” diyerek yansısını sürdürdü.
“KIZIMIN TELEFONU KIRILMIŞ VAZİYETTE BULUNDU”
Kızının kredi çekerek aldığı telefonun kırık bir vaziyette olaydan sonra odada bulunmasını hatırlatan baba Kenan Usta, “Evde telefon kırık bulunuyor. Bir gün sonra bulunuyor. ‘Özge kırdı’ diyor. Özge o telefonu kırdıktan sonra yatakla duvarın ortasına atıyor. Hangi mantık? Yüzde yüz orada bir kanıt vardı. Bu model telefonun şifresinin kırılamayacağını, tahminen de şifreyi bu da biliyordu. Şifreyi değiştirdi, kırdı kanıt olmasın diye” dedi.
“İNSAN SEVDİĞİ ÖLÜNCE BAŞINDAN AYRILMAZ”
Kızına armağan ettiği telefonun sanık Bartu C.A.’nın cebinden çıktığını söyleyen baba Kenan Usta, “Diğer telefonu bunun cebinde bulunuyor. Giderken şahidin dediği olay yerinden gidiyormuş, polis tutmuş ‘Nereye gidiyorsun’ demiş. Bakın o vaziyete bırakıyor gidiyor. İnsan sevdiğini ölünce başından ayrılır mı? ayrılmaz. İnşallah hâkime hanım ile savcı bey bu palavralara inanmaz. Trafik kazasını bırakıp örnek veriyorum. Halil Sezai denen sanatçı komşusuyla arbede ettiği için tutuklu yargılandı. Bizim olayda meyyit var. Savcı bey tutuklamadı. Ne hikmetse” formunda konuştu.