Başkan Erdoğan ‘tek derdimiz bu’ diyerek altını çizdi: Bunu başaracağız
Erdoğan, “Gaziantep’in Kurtuluşunun 100. Yılında 100 Hayırsever Eğitime Destek Kampanyası Ödül Töreni”ndeki konuşmasında, 25 Aralık’ta, Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılı sevincini şehirde hep birlikte yaşayacaklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antep’i Gaziantep yapan bu güzel günü şimdiden tebrik ettiğini söyledi.
Eski bakanlardan Güldal Akşit’in vefat ettiğini anımsatan Erdoğan, hem partinin genel başkan yardımcılığı hem de danışmanı olarak görev yapan Akşit’in yarın ahirete irtihalinin gerçekleştirileceğini dile getirdi.
Erdoğan, “Ölüm mukadder ve bu mukadder olan ölüm hepimiz için de geçerli. Hepimiz de ona yakınız. Bütün mesele ne yaptık, ne yapıyoruz, ne yapacağız? Şu anda ben karşımda yaptıklarıyla unutulmayacak hayırseverler olarak sizleri görüyorum ve unutulmayacak olan bu yaptığınız hayırlar yaşadığı sürece bunlar ebedi alemde hesaplara, kayda girecek olan yatırımlarımız. En kalıcı, en güzel yatırım işte bunlar. Rabbim hayırlarımızı makbul kılsın inşallah.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin ve vatanlarının istiklali ve istikbali uğruna gözlerini kırpmadan canlarını feda eden tüm şehitleri, kahramanları rahmetle yad ederek, milli mücadelenin ilk başarılarından olan bu zaferin kazanılmasında emeği geçen kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla Anteplilerin her birine şahsı ve milleti adına şükranlarını sundu.
Bir şehri düşman işgalinden kurtarmanın elbette önemli olduğunu dile getiren Erdoğan, bunun nesiller boyu hatırlanması, ibret alınması, ders çıkarılması gereken bir hadise olduğunu kaydetti.
Erdoğan, kurtuluşu asıl perçinleyenin, asıl taçlandıranın, asıl gerçek değerine ulaştıranın, o şehrin insanıyla, altyapısıyla, üstyapısıyla gelişmesi, kalkınması ve büyümesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Gaziantep, işte bunu başarmış bir şehirdir. Üstelik Gaziantep bu yolda öyle bir mesafe katetmiştir ki başarısı sadece kendisiyle sınırlı kalmamış, bölgesinde ve dünyada örnek alınan bir kalkınma modeline dönüşmüştür. Yatırımla, istihdamla, üretimle, ihracatla büyüyen Gaziantep gibi şehirlerimizden aldığımız ilhamla şimdi ülkemizi 81 vilayetinin tamamıyla birlikte aynı hedeflere ulaştırmak için çalışıyoruz. Bu yeni mücadele sürecinde en büyük desteği ve katkıyı yine Gaziantep’ten bekliyoruz. Hiç şüphesiz bu başarının gerisindeki asıl kahramanlar Gaziantep’in karşımdaki iş insanlarıdır, işçilerdir, onlara her türlü desteği veren siyasetçilerdir, mahalli yöneticilerdir. Her iş gibi kalkınmanın temel şartlarından biri de eğitimli, yetişmiş, kabiliyetli iş gücüdür. Bugün burada şehrimize kazandırdıkları okullar ve eğitim tesisleriyle yetişmiş iş gücümüzün gelişmesine katkıda bulunacak iş insanlarımızla birlikteyiz. Bu iş insanlarımıza, ülkemize, şehrimize, milletimize kazandıracakları okullar ve eğitim tesisleri için şimdiden şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Rabbim işinize, gücünüze, kazancınıza bereket versin. Böylece ülkemize veya şehrimize daha çok hayır hasenat yapabilesiniz.”
Erdoğan, “Gaziantep’in Kurtuluşunun 100. Yılında 100 Hayırsever Eğitime Destek Kampanyası Ödül Töreni”ndeki konuşmasında eskilerin “Bağış yağış gibidir” dediğini hatırlatarak, kültürde emekle ve üretimle özdeşleştirilen bereketin, ihsanla, iyilikle, cömertlikle, kanaatle, infakla yan yana kabul edildiğini söyledi.
Medeniyette, Allah razısı için insanlara hayırlı hizmetlerde bulunanlara “mübarek” dendiğini vurgulan Erdoğan, “Sizlerin de yaptığı güzel işler ve hizmetlerle, mallarınızın ve ömrünüzün bereketini çoğaltan mübarekler olduğunuza inanıyorum. Hazreti Mevlana, ‘Adalet bir şeyi yerli yerine koymak, zulüm ise bir şeyi olmaması gereken yere koymaktır’ diyor. Gerçekten de para, mal, güç yerli yerine konduğunda, orada adalet olur, orada huzur olur, orada güven olur, orada güzellik olur. Buna karşılık aynı imkanlar yanlış ellere geçtiğinde, orada zulüm olur, huzursuzluk olur, çirkinlikler alır başını gider. Medeniyetimizin ve kültürümüzün paylaşmaya verdiği önemin sebebi işte bu dengeyi sağlamaktır. Sadece ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ emrini tüm dünyaya hakim kılabilsek, şu yerküre üzerinde mağdur kalmaz, tek bir mazlum bulunmaz. İnsan, varlıkların en şereflisi olma ile hayvandan daha aşağı bir konuma düşme tercihini yapabilme iradesi ile yaratılmış bir canlıdır. Rabbimiz bize Kur’an-ı Kerim’de defalarca akletmemizi emrediyor, tavsiye ediyor, hatırlatıyor ve akledenler için burada büyük nüanslar var.” diye konuştu.
Dünyadaki tüm önemli düşünürlerin, insanın en önemli vasfı olarak doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırt edebilme ve daha fazla önemlisi buna göre tercihte bulunabilme iradesine sahip olabilmesini gösterdiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Yaratıcısına olan sorumluluğunu bilerek çalışan insanın üretmesi, topluma ve bireylere fayda sağlayacak işler yapması kendini yüceltmesidir. Buna karşılık sadece ve sadece nefsi için çalışmak, biriktirmek, hele hele bunu toplumu, bireyleri sömürerek yani zulmederek yapmak bizi çok tehlikeli yerlere sürükler. İşte bunun için bugünkü törenimizin eğitim alanındaki hayırlara hasredilmiş olmasını ayrıca önemli ve isabetli buluyorum. Türkiye’nin kurtuluşunun eğitimle bu şekilde niteliğini yükselttiğimiz insanların çalışmasıyla, üretmesiyle, gayretiyle mümkün olduğuna samimiyetle inanıyoruz. Bu anlayışla ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde eğitim öğretimi önceliklerimizin en başına aldık. Bütçelerimizde en büyük payı hep eğitim öğretime ayırdık. Kamu kaynakları ve hayırseverlerimizin eli ile okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise, üniversite, mesleki eğitim seviyesindeki altyapıyı neredeyse baştan sona yeniledik, güçlendirdik. Derslik sayımızı 343 binden 601 bine yükselttik. Yaptığımız 714 bin yeni öğretmen atamasıyla, bu sınıflarda eğitim öğretimin kesintisiz yapılmasını temin ettik. Halen okullarımızda görev yapan öğretmenlerin dörtte üçü bizim dönemimizde göreve başladı. Ülkemizin 81 vilayetine yaydığımız yeni üniversitelerle yükseköğretim kurumlarımızın sayısını, göreve geldiğimizde 76 üniversitemiz varken şimdi 207 üniversiteye, akademik personel sayısını 70 binden 180 bine çıkardık. Bugün pek çok ülkenin nüfusundan çok daha fazla öğrenciye sahip, her alanda ihtiyacını karşılayacak pırıl pırıl insan kaynağına sahip bir Türkiye var. Artık bizim üniversitemizin olmadığı il yok. 81 vilayetimizin tamamında üniversitemiz var.’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskiden eğitim için yurt dışına gidilirken, şimdi Türkiye’nin yüz binlerce yabancı öğrenciye ev sahipliği yaptığını vurgulayarak, ‘Mesleki eğitimde son dönemde başlattığımız yeni ve yaygın uygulamalarla acil ihtiyaç duyulan alanlardan başlayarak iş dünyamızın yetişmiş insan gücü kaynağını karşılayacak adımları da atıyoruz. Sizlerin yapacağınız yeni hayırlarla eğitim öğretim davasına sahip çıkmanız, hem ülkenin bu önemli meselesinin çözümüne katkı sağlayacak hem de kendi işlerinizdeki ihtiyacı karşılayacak uzun vadeli bir yatırımdır. İnşallah devlet-millet iş birliği ile ülkemizi her alanda olduğu gibi eğitim öğretimde de hedeflerine ulaştıracağız.” şeklinde konuştu.
Şu anda bulundukları mekanın eskiden mezbaha olduğunu anımsatan Erdoğan, “Hayvanların kesimi yapılır, bağırsaklar, işkembelerin temizlendiği bir alandı ve Haliç bundan dolayı tamamen pislikti. Buralar acayip kokardı. Buralardan geçmek mümkün değildi. Ne zaman ki belediye başkanı oldum, ilk attığım adımlardan bir tanesi burayı temizlemek, şu anda gördüğünüz Haliç Kongre Merkezi’nin adımını atmak oldu. Burayı böyle pırıl pırıl ve Haliç’i de artık o kokusundan geçilemez Haliç olmaktan çıkarıp, Haliç’i temizledik, içindeki bütün pislikleri Alibeyköy’deki bir taş ocağına taşımak suretiyle kurtardık. Burada bir şey anlatmak istiyorum, bütün mesele inanmaktır, azmetmektir, ondan sonra da vatanını, milletini Allah için sevmektir.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, “Gaziantep’in Kurtuluşunun 100. Yılında 100 Hayırsever Eğitime Destek Kampanyası Ödül Töreni”ndeki konuşmasında, Gaziantep’in geldiği noktayı önemsediğini vurgulayarak, “Gaziantep neydi? Elhamdülillah şimdi ne oldu? Demek ki ehil ellere verilirse bu vatanı, bu milleti sevenlere verilirse Gaziantep’te Anadolu’nun bağrında şu anda geldiği durum gibi daha da iyi hale gelir.” diye konuştu.
Gaziantep’in yatırım, istihdam, üretim, ihracat konusunda geldiği seviyenin iftihar verici düzeyde olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Ülkemizin en büyük Organize Sanayi Bölgelerinden birine sahip Gaziantep’te kurulu 1140 fabrika harıl harıl üretim yapmaktadır. Küresel krizi fırsatı çeviren Gaziantepli sanayicilerimiz sürekli yeni yatırımlarla kapasitelerini büyütmekte, 175 ülkeye ulaşan ihracat yelpazelerini genişletmektedir. Bu Gaziantep’le övünmek, iftihar etmek bizim için şereftir. Kasım ayı itibarıyla bir önceki yıla göre ihracatını yüzde 30’a yakın arttıran Gaziantep yıl sonunda inşallah 12 milyar dolar sınırına dayanacaktır. Üretimdeki artışla 240 bini bulan ve yeni yatırımlarla 300 bine doğru giden istihdamın Organize Sanayi Bölgesinin ilave etaplarının devreye girmesiyle katlanarak artacağına inanıyorum. Bizim ülke ve millet olarak ihtiyacımız olan da işte budur. Bunun dışındaki her şey lafügüzaftır.
Yatırım, istihdam, üretim, ihracat üzerine kurulu ekonomi politikamızın ete kemiğe bürünmüş halini görmek isteyen gitsin Gaziantep’e baksın. Orada gördüklerinden sonra halen yüksek faizle ekonomiyi soğutma, halen kura takılıp kalarak ülkemize hedeflerinden uzaklaştırma iddiasının arkasında duranlar çıkarsa artık onlara da diyecek bir sözümüz yok. Bizim tek derdimiz var; ihracat, ihracat, ihracat ve bunu başaracağız.”
Belediyelerin de şehrin dinamiklerini desteklemek için eğitim öğretim başta olmak üzere her alanda gösterdikleri gayreti, yaptıkları yatırımları, sergiledikleri iş birliğini yakından takip ettiğini vurgulayan Erdoğan, “Büyükşehir belediyemizin imar planlarında eğitim için 18 bin 350 dönüme sahip 1753 alan ayırmış olması bu anlayışın en somut ifadesidir.” diye konuştu.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin 12 sanat ve mesleki eğitim kursu ile başta öğrenciler olmak üzere Gazianteplilere hizmet verdiğini aktaran Erdoğan, şunları söyledi:
“Büyükşehir belediyemiz, çocuk kütüphanelerinden kent arşivine kadar geniş bir alanda verdiği hizmetlerin yanında bu akşam da gezdim gördüm, bastığı 48 kitap, yaptığı 13 belgesel, çıkardığı 10 çocuk dergisi gibi pek çok faaliyetlerle şehrin geçmişine ve geleceğine sahip çıkıyor. Gaziantep, İklim Değişikliği Fonlarından etkin şekilde faydalanmasını sağlayacak ‘Yeşil Şehirler’ programına katılan ülkemizdeki dört şehirden biri oldu. Diğer yandan Şahinbey Belediyemiz sayıları 200’e yaklaşan Gençlik Merkezi ve Bilgi Evinde çocuklarımıza ücretsiz kurslar düzenlerken, salgın döneminde 52 bin öğrencimize de tablet, bilgisayar dağıttı. Şahinbey Belediyemizin bugüne kadar 111 bin öğrencimizi uçakla Çanakkale’ye götürmesini, evlatlarımızın o havayı soluması bakımından çok hayırlı bir hizmet olarak değerlendiriyorum. Şehitkamil Belediyemiz de kütüphaneleriyle giderlerini karşıladığı 65 ana sınıfıyla öğrencilerimize sağladığı malzeme destekleriyle eğitim seferberliğindeki yerini alıyor. Bu belediyemizin düzenlediği ve yılda 5 bin öğrencimizin faydalandığı Doğa Kampı da gençlerimize önemli bir tecrübe sağlıyor. Aynı şekilde diğer ilçe belediyelerimiz de eğitim faaliyetlerini desteklemek için samimi gayret gösteriyor. Tabii bu arada gastronomiyi de herhalde yok farz edemeyiz.”
Gaziantep’e 100 eğitim kurumu kazandırma sözü veren iş insanlarına şükranlarını sunan Erdoğan, “Rabb’im iş insanların belediyelerine, işçisinden sivil toplum kuruluşlarına kadar bu şehre ve onunla birlikte ülkemize hizmet eden herkesten razı olsun. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun diyorum. Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılı vesilesiyle şehre 100 eğitim kurumu kazandırma sözü veren iş insanlarımıza bir kez daha şahsım, milletim adıma şükranlarımı sunuyorum. Bu sözlerin bakanlıklarımız, belediyemizle birlikte biz de sıkı takipçisi olacağız.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 25 Aralık’ta Gaziantep’i ziyaret edeceğini sözlerine ekledi.