Bisiklete binmek 7’den 70’e herkesin yaşam kalitesini arttırır, eğlenceli zaman geçirtir ve aynı zamanda sporu bir yaşam biçimi haline getirmenizi sağlar; bir taşla birkaç kuş! Bisiklet sayesinde hem spor yapar hem de görmek istediğiniz birçok yeri farklı açılardan görebilirsiniz. Doğayla iç içe bisiklet sürüşlerini ister bireysel yapın isterseniz de spor, sohbet ve eğlenceyi kapsayan bisiklet kamplarına katılın.
Her sabah farklı rota
200 kadar bisikletçiyle mart sonunda Türkiye’nin en iyi bisiklet kamplarından biri olan Boostcamp’te buluştuk ve gelenekselleşen Marmaris rotalarının keyfini çıkardık. 5 gün boyunca, yeşille mavinin buluştuğu, harika tırmanışların olduğu bu coğrafyanın tadı hâlâ damağımızda. Bu kamp ve benzer bisiklet kamplarını her seviyeden bisikletçinin buluştuğu, bisiklet tatilleri olarak nitelendirebiliriz. Her sabah farklı rotalara yelken açan bu sürüşleri, performansınıza uygun hız gruplarıyla yapabiliyorsunuz. Bu rotalarda bize ‘booster’ ismi verilen deneyimli bisikletçiler ve teknik bir soruna derhal müdahale eden araçlar eşlik ediyor.
Kampın ilk gününde gidonlarımızı Marmaris’ten Datça istikametine doğru çevirdik. Normalde 140 kilometrelik olan bu rota, yeni yol çalışması nedeniyle 55 kilometre olarak değişti. Marmaris’ten güzel bir yokuş tırmanarak ulaştığınız yol boyunca sol tarafınızda deniz sizi takip ediyor. İniş çıkışlarla dolu bir parkur olan Marmaris-Datça rotası, önümüzdeki günlerde yol yapımının bitmesiyle Türkiye’nin en güzel bisiklet rotası olacak.
İkinci gün, güne biraz erken başladık. Bu kamplarda her seviyeden bisikletçiler olduğu için rotalar, uzun ve kısa diye ikiye ayrılır. Uzun rotada; Marmaris’ten çıkıp Türkiye’nin en zevkli tırmanışlarından olan Sakar Yokuşu’nu da tırmanıp toplam 85 kilometre ve 1.500 metre irtifa alıyorsunuz. Bu yokuş toplam 9 kilometre, sürekli yüzde 8 eğimli. Kısa rota da yine aynı yolu kullanıyor; Gökova’ya gidip oradan geri dönüyor ve toplam 68 kilometre. Eğer yolunuz Marmaris’e düşmüşse bu yoldan mutlaka geçmişsinizdir. Ama bisikletle deneyimlemek bambaşka bir haz.
Yangın alanları
Yangınlardan geçtik
Üçüncü gün biraz hüzünlüydü. Biliyorsunuz Marmaris, geçen sene ülkemizde meydana gelen yangınlardan en çok etkilenen bölgelerin başındaydı. Üçüncü günde bunu derinden hissettik. Marmaris’ten Datça yönüne doğru başlıyoruz ve 20’nci kilometre civarında Hisarönü tarafına yöneliyoruz. Buraya kadar sol tarafta yemyeşil doğa ve sağda masmavi deniz bize eşlik ediyor. Ancak Bayır Köyü’ne yaklaşırken durum değişiyor. Eskiden burada olan ve gökyüzünü görmemizi engelleyecek kadar heybetli çamlar maalesef artık yok!
Sürüşün bu kısımlarında tüm grupta büyük bir sessizlik oluştu, herkesin boğazı düğümlü… Özellikle köyü geçtikten sonra yangının tüm etkilerini görüyorsunuz. Daha önce Marmaris Gran Fondo bisiklet yarışında defalarca geçtiğimiz bu rota maalesef şu anda aynı duyguları vermiyor. Biz de uzun parkur grubu olarak Turunç’a gidonlarımızı çeviriyoruz ancak orada da maalesef durum pek farklı değil. Umarız doğa kendini hızla yeniler ve eski günlerine döner. Bu karmaşık duygular eşliğinde kampın üçüncü günü de toplam 75 kilometrelik ve bol yokuşlu bir sürüşle bitiyor.
Kraliçe etap da ne ola ki!
Ve kraliçe etap günü! Her bisiklet yarışının en zor rotası, kraliçe etap olarak adlandırılır. Grup ikiye ayrıldı ve Ege’nin kraliçeleri olan Sarnıç ve Kıran yokuşlarına doğru hareket ediyoruz. Ben daha önce Kıran Yokuşu’nu tırmandığım için rotamı daha uzun sürecek olan Sarnıç Yokuşu’na çeviriyorum. Sarnıç, Kıran’a göre daha az eğimli ve tırmanması daha kolay gibi gözüküyor ancak mesafe olarak uzun. Bu tırmanışı yaptıktan sonra, üst yoldan Kıran zirveye geçiyoruz. Kıran’ı tırmanıp gelenlerle birlikte gözleme eşliğinde biraz eğleniyoruz. İşte bu tür kampların en güzel yanı bu. Sevdiğiniz şeyleri yaparken, etrafınızda aynı zevkleri duyan birçok insanın olması. Tekrar bisikletlerimize binerek Marmaris’e doğru birlikte yola çıktık.
İniş çıkışlarla dolu Marmaris-Datça rotası, önümüzdeki günlerde yol yapımının bitmesiyle Türkiye’nin en güzel bisiklet rotası olacak.
En iyi asfalt burada
Son günkü rota; kısa ama görsel olarak yine yemyeşil bir parkur. Toplamda 60 kilometrelik bir etap. Yine Marmaris yokuşunu çıkıp Gökova’ya doğru giderken Okluk tabelasından ormanın içine doğru giriyoruz. Burası da her seviyeden bisikletçinin keyifle sürebileceği, yer yer tırmanışları olan, belki de Türkiye’nin en iyi asfalt kalitesine sahip rota. Eğer Marmaris’te bisiklet sürecekseniz bu sapağa mutlaka girin ve maceranın keyfini çıkarın.
Beşinci gün kısa bir dinlenme rotası ama artık yoruluyoruz ve otele dönüyoruz ancak burada hemen yeni kamp planları konuşuluyor. Yaşadığımız tüm deneyimleri ‘Asla Durma’ YouTube kanalımdan izleyebilirsiniz.